26 Haziran 2006

Impressive

Quake insanı değilim aslında, her zaman UT'yi tercih etmişimdir ama geçenlerde quake 3e sardım. Railgunla adam raillemeyi özlemişim. Quake 4teki rail gun'ın zoomu çok güzeldi aslında ama görev oynamaktan nefret ederim, multi de çeşitli nedenlerden (oyunun kopya olması örneğin?) olmuyor.

Konuyu Quake muhabbeti yapmak için açmadım aslında. Oyunlar hakkında konuşurum diyordum ama bakalım neler saçmalıycam yine yazarken..

Oyun piyasasının bokluğundan bahsedebilirim mesela? Aslında üstüne fazlasıyla laf söylenmiş bir konu bu ama..

8-9 sene önce bilgisayar denen aletle alakadar olanlarınız varsa ve oyun dergilerini falan takip ediyorduysanız o zamanlar, hatırlıyorsunuzdur neredeyse her gün oyun çıkıyordu. Hatta 97-99 aralığından o kadar çok rts oyunu çıkmıştı ki hangi birini oynayacağımızı şaşırmıştık. Ama günümüzün tüm efsane oyunları da o dönem çıkmıştır hani. Daggerfall, Heroes II, Tomb Raider (yalan olsa da efsane), AoE, M&M 6, fifaların en sağlamları, Diablo ve elbette Starcraft.. Aklıma gelmeyen daha tonla oyun vardır o ara çıkan ve benim sabahlara kadar oynadığım.

Çok fazla oyun çıkması değil kaliteli oyun çıkmasıydı iş. Yada bilmiyorum ben mi daha kolay beğeniyodum oyunları.. 2 sene öncesine kadar çıkan oyunları da bir derece seve seve oynasam da, şu son çıkan, yıllarca bekleyip de çıkınca atladığım oyunlardan yeterince tat alamadım.

Eski oyunların ayrı bir havası vardı valla. Bir terran advisor'ın "nuclear launch detected" demesini kadar güzel bir oyun seslendirmesi var mıdır sorarım? Yeni oyunlarda ruh yok..

Mesela Oblivion ve Heroes V'i alalım. Hadi Oblivion tamamen yalan olmuş ama Heroes V delicesine beklediğim bir oyundu, campaignini bile bir gazla bitirdim hatta. Ama şimdi ne oldu? oyun çıkalı 1 ay anca oldu ama şimdi açıp oynamaya kasıyorum. Aslında oyun süper ama böyle açıp hadi bi el atayım diyemiyorum. Aynı şey DoW içinde geçerli. Oyunların az da olsa yavaş çalışmasından olabilir diye düşünüyorum bunu. Yani diğer oyunlar kadar akıcı çalışsalar oynanabilirlikleri daha yüksek olurdu belki de. Mesela içerik olarak pek birşey barındırmayan C&C Generals'ı sırf akıcı oynanıyor diye aylarca oynamıştım.

Bir de öyle her önüme çıkan şeyi kolayca beğenmem ben. Sayılıdır yani ilk gördüğüm şeye oah süpermiş diye atlamam (hatta bu yüzden bazı arkadaşlarca "karizmatik" sıfatına layık görüldüm, selam ederim onlara). Ama bu yeni oyunlardan tat almama olayı sırf bana has bir olay da değil.

Yeni oyunlar birşeye benzemediği için eski oyunları tekrar tekrar oynamaktan sıkıldım. Bu gidişle oyun oynama olayından tamamen soğumaktan korkuyorum. Bilgisayarı tamamen download amaçlı kullanmaya başladığım için üzülüyorum. Artık bir şey download etmeyeceksem açmıyorum bilgisayarı. Tabi her an bir şey download ettiğim için bilgisayar hep açık oluyor o ayrı..

Aa bakın ayrı bir konu size. Birde böyle bir hastalığım var benim. Netten yeni birşeyler indirmedikçe rahat olamıyorum, batıyor bana. Aylık 25 gb altına düşerse download oranım canım sıkılıyor öyle bir garibim yani.

Adsl ilk Türkiyeye geldiğinde bağlatanlardanım ve bu hastalığımın tek sebebi de bu adsl. Her ne kadar telekoma bok atsak ta dial up'ta olsam böyle bir şeye hiç bulaşmayacaktım. Dial up kullanırken 100 mblık bir dosya indirmek büyük bir başarıyken gözümde, şimdi aynı anda diziler, dvdler indirmezsem kesmiyor. Aç gözlülükle alakası var sanırım, bağlantı daha hızlı olsa daha da çok şey indiririm.

Adsl'i ilk bağlattığım zamanlarda film fragmanları kolleksiyonu yapmaya başlamıştım. Sonra bir filmin fragmanını bulamamış ve "dur bari filmi indireyim de göreyim neymiş" dedim ve ip orada koptu. Film arşivi gazı başladı böylece.. onlarca film indirdim o gazla. En son bu senenin başında arkadaşlarımın gazıyla "Lost" denen belaya sardım. Bu Lost konusu tamamen ayrı bir macera konusu hiç girmiyorum ama Lost indirmeye başladıktan sonra film işini bırakıp tamamen dizilere kanalize oldum. film indirirken 2 cdlik filmler gözüme fazla gözükürken bir sezonu 2 dvd yer kaplayan diziler bu duvarı da yıktı. Adsl 512 olsa da bir seferde 2-3 dizi birden çeksem diye umutlanıyorum şimdi de.

Bu download hastalığının temelinde ne var peki? Pek çok bilgisayar kullanıcısında gözlemledim bunu, herkes sürekli birşeyler indiriyor. İki sebebi olabilir, birincisi bedava olması. Yani adsl ücreti ve elektrik faturası hariç.. birde boş dvd parası var. Ama dediğim gibi bunları saymazsak tamamen bedava. Ve birşeyleri çalışmadan, bedavaya elde etmek insana ayrı bir haz veriyor. Kimse madalya beklemiyordur tabi bunun için, kişisel bir haz sadece.

Diğer bir sebebi ise arşivcilik. Bir şeye ihtiyaç duyulduğunda hemen el altında olması. İnternetten indirdiğim her şeyi saklarım, oyun patchleri olsun, ufak programlar olsun.. Dizi ve film arşivi yapmak ise bambaşka bir zevk zaten. Yani yapmadan bilemezsiniz desem yeridir. Bir aralar, dial up zamanında çizim arşivi olayım vardı, binlerce fantastik temelli çizim vardı. Şimdi nerededirler bimiyorum ama o binlerce dosya benim için bir gurur kaynağıydı. Pratik bir yararı olmamalarına rağmen elimde bu kadar çok dosya olması mutlu ediyordu.

Aslında yukarıda yazdıklarımdan insanların aç gözlülük ve para sevdasına giriş yapardım ama hiç havamda değilim. Hava sıcak ve sol ayak bileğim ağrıyor nedense.. Battlestar Galacticayla The 4400'ın yeni bölümleri inmiş onları izleyim ben en iyisi.

12 yorum:

Bir Garip Vampir dedi ki...

Oyunlarla ilgili diyebileceğim çok bir şey yok. Benzer sorunlar bende de var. Oyunlar ve ben arasında mesafeler oluşuyor sürekli. Şu aralar sadece EA'nın F1 C yarış oyununa bakıyorum diyebilirim.

Bu ADSL ve download meselesi gelince. Aylık download miktarım 20-30 GB arasında dönüp duruyor. Sürekli film indiriyorum, çoğuda eski Hollywood filmleri ya da ülkemize pek uğramayan Avrupa ve uzakdoğu filmleri oluyor ve arşivliyorum. Bu bir hastalık oldu. Dizi olayına Babylon 5 dışında hiç el atmadım. Ondan da acayip sıkıldım sonra. Yeni filmler konusunda şunu ekleyeyim: DVD olarak bulamadığım filmleri ve Türkiye'de sinemalarda gecikmeden gösterilecek olan filmleri indirmemeye gayret gösteriyorum.

Silvalinionisis dedi ki...

Benim beklediğim tek oyun UT 2007 şu anda, onun kötü çıkma ihtimali yok gibi birşey. Nasılsa sırf aksiyon :P

Dizi indirme konusunda ise Lost tavsiye ederim. Lost izlememiş insanlar daha yaşamaya başlamamıştır.

Dizi arşivi yapmamın sebebi de izleyip bir kere daha izlemek istediğim (roswell veya band of brothers mesela) veya izleme imkanımın bulunmadığı dizilere ulaşmak (lost veya battlestar galactica mesela). Bir de tv'de (ki tv'den kastım cnbce. bi cnbce bi discovery var zaten izlenebilecek) gösterilipte devamını hemen görmek istediğim diziler oluyor.. Orijinaline de para vermeye üşeniyorum şahsen. Evet orijinali edinmek gibi eğilimlerim yoktur genelde. Ki cebimde para olsa başka şeylere harcardım o da ayrı konu.

fredi dedi ki...

Bence insanların bu konuda sorunu salt olarak yeni(yeni? 2002'den sonrasını diyelim...) oyunların "kötü" olması değil. Kendilerini eski oyunların aşılamaz olduğuna fazla inandırmaları. Oyunu güzel yapan nedir? Bir oyunun birincil amacı eğlendirmek olduğuna göre oyunu güzel yapan da kişiyi eğlendirip eğlendirmemesidir. Burda "ne kadar eğlendiriyor beni, diğerinden az mı fazla mı?" diyeceksin biliyorum. İster az ister fazla itiraf etmek gerekiyor ki yeni oyunlar da çok sağlam hatta bir çoğu 10 sene çıkan ve efsane olmuş ilkinden daha iyi oyunlar. Sanki eski oyunları "isteyerek olmasa da" bir ayırma çabası var. Her oyunun geçilemez seviyesine gelmesi için 10 yıl mı geçmesi gerekiyor?.

Hemen "fakat" diyelim, fakat, kabul etmek de gerekir ki asla geçilemeyecek gibi görünen oyunlar vardır, mesele StarCraft. Fakat nasıl WarCraft 2'yi WarCraft 3 geçtiyse StarCraft'ı da StarCraft 2 geçebilir.

Bir de ben oyunları böyle efsanevi güzel yapanın firmanın kendisi değil de o oyun hakkında kendi de eğlenebilecekmiş gibi düşünen yapımcılardır. Bir yapımcı için en zor şey oyunu yapmak değil yaptığı oyunu oynamaktır. Üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen hala konuştuğumuz bu oyunlar işte o tür oyunlardandır.

Artık 8-9 yıl önceki çocuklar değiliz hiçbirimiz. Büyüdük ve zaman yavaş akıyor bizim için. Eskiden bir oyunun çıkmasının ne kadar sürdüğü konusunda bir haberimiz olmazdı. Oyun satan yere o oyun ya gelirdi ya da gelmezdi. Gelirdi, biz de alırdık. Şimdi öyle mi ya? 4 yıl evvelinden reklamları haberleri geliyor. Trailer'lar Screenshot'lar her tarafa yayılıyor insanın ağzı açık kalıyor ve o süreyi beklemek çok kötü koyuyor. Ve o 40 yıl gibi gelmiş 4 yılın hakkını vereceğini düşündürten oyunlar çok seyrek oluyor. Kaliteli oyunlar artık çıkmıyor/az çıkıyor düşüncesinin kökeni budur derim ve susarım.

Lan bir de Tomb Raider'ın neresi efsane ya :|.

Ben artık arşivi bir süre bıraktım. Acaba neden bıraktım? 2 yıl boyunca biriktirdiğim herşeyin bir sabah uyandığımda artık olmadığını görmem bunda bir etken evet.

Calenmir dedi ki...

Bence artık oyunların bozulması gibi bir olay sözkonusu. Düşünürsek eskiden bir oturduğunuz oyunu aylarca yıllarca oynayıp bundan zevk alırdık. Oyun firmalarıda oyunları üretirken basit ama derin oyunlar üretirlerdi. Oyunu yükleyip aylarca yıllarca makinenden silmezdin.

Şimdi artık yapımcılar eskisi gibi insanların oyun oynama zevklerine hitap etmek için oyun yapmak yerine ceplerine girecek 5-10 kuruş fazla paranın hesabını yaparak oyun üretiyorlar.

Eskiden expansionı çıkan oyunlar gerçekten çok sevilen oyunlar için çıkarken şu anda artık expansion ı olmayan oyuna oyun demiyorlar nerdeyse. Tabi oyunları üretirken bu expansion ların çıkma tarihleride önceden belirlenmiş olduğu için önce piyasaya kuş gibi kalmış iskelet oyunu sürüyorlar. 6 ay sonra x tane yeni birim vs. x tane yeni büyü vs. ekleyip 3-5 de yeni harita yada görev ekleyip alın buyrun bi 3-4 ay daha bununla oyalanın diyorlar. Hoş kendi adıma konuşursam orjinal oyun alan bir bünye değilim beni mali olarak sarsan bir olayda değil ama her oyunun orjinalini almak için kasan bünyeler için oldukça zor bir durum olmalı.

Ben sadece gerçekten çok beğendiğim oyunların, filmlerin, dizilerin orjinallerini alıp onları yapan insanların emeklerine saygı göstermek istiyorum. Elime fırsat geçtiği andada bunu gerçekleştiriyorum mali durumum yettiği ölçüde tabi ki. 2 sene önce o zaman için bile nuhu nebiden kalma bir oyun olan disciples (1.si) ı 10 milyona satıldığını gördüğüm için hemen almıştım mesela. Aynı şekilde elime para geçtiğinde Lost un orjinal DVD lerini almayı yine sevdiğim oyunları orjinal olarak edinmeyi düşünüyorum.

Ama her oyunu orjinal almalıyız!! deliliğinede tamamen karşıyım. Kimse benden Oblivion u orjinal almamı beklemesin. Bu kadar reklamı yapılıp bu kadar övülen ve buna rağmen bu kadar rezil bi oyuna tutupta para vermem. Evet oyunu oynadım, evet oyunu bitirdim, ama içimden geçenleri gerçekten bilmek istiyorsanız lütfen gidip şurdaki incelemeyi okuyun : http://www.rpgcodex.com/content.php?id=129

içimden geçenleri o kadar güzel ifade etmişler ki anlatamam.

Dl deliliği olayına ben dahil değilim sanırım. En azından film ve dizi fazla çekmediğim için bu böyle. Ama torrent programımdan oyun torrentleri eksik olmuyor oda ayrı mesele tabi.

Silvalinionisis dedi ki...

Öncelikle haksız değilsin onu belirteyim, haklısın yani. Eğer bundan 8-9 sene önce bilgisayar oyunlarıyla alakasız olsak şu anki oyunlar bize daha güzel gözükecekti belki.

Ben hala yeni bir oyunu oynayıpta eskisinin üstünde tutanları içimden "bi siktir git" tadında bir tepkiyle karşılıyorum. Yani karşıma çıkıpta birisi bana gelmiş geçmiş en iyi rts BfME, en iyi yarış oyunu NfS Underground diyince sigortalar atıyor bende.

Bir de Diablo 2'ye rpg diyenlerle olan ilgi ve alakam var ki o ayrı bir romanımızın konusunu oluşturuyor.

Neyse senin dediklerine devam edersek, bence hiç bir yeni oyun eskisini geçebilmiş değil. Warcraft 3 2yi kesinlikle geçemez strateji olarak. Wc3'ü oynatan tek şey çeşitli mod mapleri. bnette kaç kişi normal savaşlar yapıyordur acaba warcraft 3te? herkes dota falan filan oynuyor. war 2 zamanında bu kadar esneklik zaten yoktu oyunlarda o yüzden karşılaştırmıyorum bile.

Neyse, şunu diyordum.. Biz belli bir dönemi yaşadık ama yeni nesil (ne çabuk yeni nesil oldu ya.. yaşlı hissettirmeyin bana kendimi!) araştırmadan, geçmişteki oyunlara bakmadan bazı iddialarda bulununca önceden dediğim gibi sigortalarım atıyor. hayatında ps: torment oynamayıp gelmiş karşımda x oyunu en iyi rpg diyen, starcraft'ın s'sinden haberi olmayıp y oyunu en iyi rts diyenlerin kafalarına kafalarına vurasım geliyor. Sonra ne saçmalıyorsun ulan diyorum kendime, gençliklerine verip bırakıyorum.

Aslında baktımda ben de az dayaklık değilmişim ha ^^

fredi dedi ki...

Her oyunun orjinalini almak zorunda değiliz tabi. Fakat hastası olduğum bir oyunun da orjinalini almak zorunda hissetmiyorum kendimi. Adamlar o kadar emek vermiş emeklerinin karşılığını alsınlar düşüncesinde değilim ne yazık ki... O insanlar bizlerle aynı seviyede değiller. Orta ve üst sınıf insanlar genellikle sabahlara kadar oynadığımız oyunları yapanlar. Bu fahiş fiyat onların ülkelerinde, devletlerinin geçmiş yüzyıllarda elde etmiş olduğu avantajlardan dolayı normal. Hepinizin bildiği gibi... Bence gerçekten parayı hak ediyorlarsa bunu kendi halklarından alsınlar. Ya da dengeli bir fiyat söz konusu olsun bizden beklesinler o zaman bu parayı. Hastası olduğum ve o yüzden aldığım bir orjinal oyun sadece SimCity 3000'dir. Hemen atılmayın ileri, sadece SimCity hastası olacak kadar "zevksiz" değilim tabi ki. "Hem hastası olunan hem de ucuz olan" kriterlerine ilk giren orjinal oyun o oldu, aldım.

Ben farklı olarak oyunlardaki "gizli" gerilemenin nedenini her geçen gün vahşileşen ve açgözlüleşen sermayedarlarlara değil, çok orjinal bir fikrin akla gelme katsayısının düşmesine bağlıyorum. Bu düşmenin sebebi de her orjinal fikirli oyunla katsayının azalması elbette. 10 yıl önce WarCraft yaptığınızda bu çok ilginç ve bomba oluyordu, şimdi sadece taklit oluyor. Anlaşılabilir bir örnek...

Ufak bir mantık hatası var söylediğinde Silva :F. Wc3'ün o "moddable" durumu oyunun bir parçasıdır. Onunla birlikte gelen bir özelliktir. Bu nedenle zaten gelişkindir. Senaryosu iyi olduğu halde gözümüzde "boktan" olmuş oyunlar sayabileceğinden eminim. (Wc2'ye boktan demiyorum yanlış anlaşılmasın).

Evet, ustalara saygı duruşu yapmadan atıp tutan dürrüklerin ben de ayrı hastasıyımdır...

Aslı "TILSIM" Palabıyık dedi ki...

Ben kotalı bir adsl kullanıcısıyım.
Ayrıca sürücülerde sadece 7gb alan kaldı.
Böyle şeylerden bahsetmeyin bana. Acınacak durumdayım.

Oyunlara gelirsek, zevk alarak oynadığım tüm oyunlar 98_2002 yılları arasında kaldı. Şimdi ise Level'ı bile takip etmiyorum.

Silvalinionisis dedi ki...

kotalı olduktan sonra ne numarası kaldı ki adslin canım.. tamam daha pahalıya geliyo kotasız ama, download yapmazsam nette yapılacak şeyler sınırlı sonuçta. bu blog olayı iyi oldu gezinecek forum kalmamıştı..

Level hakkında ise yorumdan kaçınıyorum. Hiç bir zaman öyle delice takip etmedim levelı, aldığım zamanlar da sırf dergidekilerle olan ilgi ve alakam yüzündendi. Alakam olan arkadaşlar dergiden ayrılınca bende bir sebep göremedim devam etmek için. Ama bir Gameshow vardı ki o bambaşkaydı işte.. ühüh 'snif'

DhargaN dedi ki...

Öncelikle, Tomb Raider'a bok atan kitleye "halt etmişsiniz" demek istiyorum. Hadi Tomb Raider 3'ten sonrasına lafım yok harbi yazış ve ekonomik kaygılar içinde yapılmış oyunlar fakat ilk 3 bölüm... Bi gidin yani...

Ulan insaf insaf... Burda ben ayda 1 gb ı zorla indiriyorum adamlar 20-30gb indiriyor... İSYANIM VAR ULAN!!

Gelelim asıl meseleye. Barışcan Yeşilçiçek arkadaşım benim söylemek istediklerime değinmiş zaten. İşin özü gerçekten yeni oyunlarda ruh yok. Oblivion mesela oyun süper ama birşey eksik. O NPC ler falan akşamarı eve gidiyorlar falan ama gözlerinde ruh yok. Eskiden ruh vardı çünkü rpglerde karakterlerin gözlerini falan göremezdik. Gerçi görürdük. Grafikler eskiden çok daha iyiydi. Hayal gücümüz en son sistem grafiklerden çok daha üstündü çünkü. Baldur's Gate mesela. Bütün karakterler aynı görünüyordu hemen hemen ama aslında değildi. Nasıl değildi lan aynı işte baksana bu elf tipi bu insan tipi bu cüce tipi vb... Değildi işte kardeşim... Ha ama şimdiki oyunlarda aynı evet. Oblivion'da bütün karakterlerin seslerini toplam 3-4 kişi seslendirmiş. Seslendirmeseymiş daha iyi olurmuş. İşin özü şudur ki yeni oyunlarda hayalgücüne yer kalmadı, herşeyi gözümüzün önünde yaşatmanın daha iyi olacağı kanaatinde oyun yapımcıları. (şiir gibi oldu lan.. dur beste yapiym bunu ben...) Heroes 5 süper falan olmamış ayrıca ben hiçbir heroesten 1 haftada sıkılmadım. 4 de dahil buna evet. Hatta 4 indiriym ben, bulamıyorum CD yi fitil oldum...

Arşiv olayına gelince... Arşiv iyidir.. Bende de film, grup ve müzisyen resimleri, mp3, klip ve po... eee... posta kartı arşivi mevcut... evet...

Son olarak deyinmeden edemiyeceğim... Bu kadar uzun yazma arkadaşım.. Oku oku bitmiyor ne lan bu... Allah allah ya...

fredi dedi ki...

Öncelikle, Tomb Raider'a bok atan kitleye "halt etmişsiniz" demek istiyorum. Hadi Tomb Raider 3'ten sonrasına lafım yok harbi yazış ve ekonomik kaygılar içinde yapılmış oyunlar fakat ilk 3 bölüm... Bi gidin yani...
Güzel kardeşim,
Tamam ilk üç bölümden sonrasını bir kalemde geç zaten. Ama ilk üç bölümü geçmeme nedenimiz nedir?


Evet, oyunlarda gün geçtikçe hayal gücüne daha az yer kalıyor. Eskiden sistemlerimiz yetmezdi o yüzden birçok şeyi sadece hayal ederdik oyunlarda. Örneğin Heroes oynarken her zaman birimlerin sayısını onla çarpıp öyle hayal ederdim. Hoş, hiçbir zaman Heroes'da öyle zilyarlarca birim çıkmayacak ekranda...

Calenmir dedi ki...

Duyargan ilk defa adam gibi bir tespit yapmış oyunlar ve grafik konusunda. Takdir ediyorum kendisini.

Ama heroes 4 ve tomb raider konusunda hala aynı odunluk devam ediyor bence.

Ahmet Kamil Keleş dedi ki...

Ben de bir freeware oyun yapımcısı ve genel oyun sektörünü takip eden biri olarak şunu söyleyebilirim ki; günümüzdeki ticari oyunların neredeyse tamamı sadece ticari kaygılarla yapılıyor. Şimdi diyeceksiniz ki "e tabi ki ticari oyun, ticari amaç için yapılır!"; ama gözlemlediğim kadarıyla yıllar önce durum farklıymış. Oyun yapımcıları "hmm, Warcraft diye bir oyun yapayım da parayı kırayım" mantığıyla hareket etmeyip; gerçekten yapmak istedikleri oyunları yapıyorlarmış. Bunun üzerinde, oyun sektörünün o zamanlar şimdiki kadar gelişmemiş olması da bir etken sanırım.

Artık ben de bugünün ticari oyunlarından zevk alamıyorum. Çoğu yaratıcılıktan yoksun oluyorlar, çünkü daha önceden başarılı olmuş bir oyunun formülünü aynen uyguluyorlar. Sadece aradan Scratches gibi sanatsal değeri olan oyunlar çıkıyor. Bu yüzden "Benim yarim kara freeware'dır" diyorum ve gerçekten insanların sadece yapmak istediği adventure oyunlarına yöneliyorum. Mesela en son Trilby's Note adlı bir freeware adventure oyunu oynadım ve Quake 4'ten 4 kat daha fazla zevk aldım.

Günümüz oyunlarından sıkılmış herkese freeware'ı tavsiye ederim.